12.11.07

İthal stajyerden Movida izlenimleri

Movida sektöre yeni reklamcılar kazandırmaya devam ediyor. İşte ajansımızda 4 ay staj yapan, hollanda doğumlu Volkan'ın Movida izlenimleri.

" Ben Volkan Akdag, Hollanda'da doğdum ve büyüdüm. Zwolle Halkla Ilişkiler, Iletişim, Pazarlama, Reklamcılık ve Grafiksel Tasarım Yüksekokulu'nda öğrenciyim. Okulumuzda ögrendiklerimizi uygulamak ve iş hayatının inceliklerini öğrenmek için bir staj dönemi var. Ben de stajımı Türkiye'de yapmak istedim ve internetten MOVIDAPLUSMAP'ın adresini buldum. Şirketle iletişim kurdum ve beni kabul ettiler.

MOVIDAPLUSMAP'in staj hayatımdaki önemi çok büyük. MOVIDAPLUSMAP'te 4 aylık stajım boyunca çok sey öğrendim. Gelecekte hangi işi yapmak istediğimden emin olmak için Müşteri ilişkileri, Stratejik planlama departmanı ve Kreatif bölümlerde staj gördüm. Müşterilerle nasıl ilişki kurulur, nasıl davranılır, samimiyet derecesi ne olmalı ve bunlar profesyonel anlamda nasıl yapılır gibi önemli işleri Müşteri ilişkileri bölümünde öğrendim. Bu tecrübeden sonra Strateji departmanında rekabet analizleri ve araştırmalar konusunda bilgim arttı. Bu bölümde ben geleceğimi buldum, araştırmayı seven bir insan oldugumun farkına vardım. Böylece gelecekte pazarlama bölümünde eğitimime devam etmeye karar verdim.

Tabi kreatif ekibi unutmamak lazım. Bir çok fikir tartismalarına şahit oldum, yeni fikirler öğrendim, en önemlisi kreatif olmanın hiç kolay olmadığını öğrendim. Orijinal ve etkili olmak yeni bir fikir üretmek ya da bir fikri geliştirmek için cok önemli. Gittiğim fotoğraf çekimleri ve radyo spotu produksiyonları da bakış açımı değiştirdi. Bu gördüğüm ve yaşadığım güzel tecrübeden bir reklam ajansının nasıl calıstığını öğrenmiş oldum. Yani MOVIDAPLUSMAP'ta kendimi stajyer gibi hissetmedim.

Çalışanlardan gördüğüm sıcak ilgi bana uzaktaki ailemin özlemini unutturdu. Sabahları simit ve çay sohbeti, terasta kahvaltılar ve yaş günleri benim hayatımda unutulamayacak güzel ve özel anılar. Ajanstaki çalışanlar sanki bir aile gibi beraber hareket ediyorlar ve herşeyi paylaşıyorlar. Bu benim cok hoşuma gitti. MOVIDAPLUSMAP'ın hayatımda cok önemli bir yeri var.Stajımda bana yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim. Tüm MOVIDAPLUSMAP çalışanlarına bol şans ve muhteşem bir gelecek temenni ederim. Sevgilerimle, Volkan AKDAG."

Biz de Volkan'ın bize hazırladığı nefis Hollanda yemekleri ile dolu sofralarını unutmayacağız. Ajansımıza gelen en renkli ve emektar stajyerlerden birisiydi :) . Sanırım ajanstaki tüm arkadaşlar bu fikrime katılıyordur.

Bu ay yine 3 stayjerimiz var, onlar da ajansımızdaki stajlarını bitirdikten sonra sizlerle görüşlerini paylaşacaklar.

16.10.07

Fortis'ten Bomba Transfer!

Kredi kartı borçları, tüketici kredisi borçları, kamu kurumlarına olan borçlar kalenizi ablukaya almışsa dert etmeyin. Çünkü Fortis Borç Transfer Kredisi kampanyamız yayında.




Filmi izlemek için buraya tıklayın.


Reklamveren Yetkilisi: Arda Öztaşkın, Armağan Engel
Yaratıcı Yönetmen: Oğuzhan Akay
Yaratıcı Ekip: Ersin Pekin, Oya Karabal
Reklam Yönetmeni: Can Ulkay
Yapım Şirketi: Atlantik
Yapımcı: Ömer Atay, Gülin Üstün
Müzik: Jingle House
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay
Müşteri İlişkileri: Gaye Ayık, Ela Yeniçeri, Nur Erol
Stratejik Planlama: Esra Çetinkaya, İdil Aydoğdu
Kullanılan Mecra: TV, sinema, basın, radyo, outdoor

5.10.07

Nil'in ruhu hep desen desen!


Penti’nin yeni kampanyasındaki yüzü Nil Karaibrahimgil oldu. Nil’in özgür, kendi ayakları üzerinde duran, modayı takip eden, yenilikçi, renkli bir sanatçı olması gibi karakter özelliklerinin Penti’nin marka karakteriyle örtüşmesi, bu kararın en önemli nedeni.


Filmi buradan izleyebilirsiniz.

Reklamveren:
PENTİ
Reklamveren Yetkilisi: Ali İrepoğlu
Kreatif Direktör: Oğuzhan Akay
Art Direktör: Deniz Akyıldız
Reklam Yönetmeni: Umur Turagay
Yapım Şirketi: PTT
Yapımcı: Tunay Vural, Asu Şipşak
Şarkı: Nil Karaibrahimgil
Düzenleme: Ozan Çolakoğlu
Fotoğraf: Nihat Odabaşı
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay
Müşteri İlişkileri: Gaye Ayık, Özlem Şeker
Stratejik Planlama: Esra Çetinkaya, İdil Aydoğdu

Movida’nın 2. dönem stajyerleri de mezun oldu








Mine Karuç, Stratejik Planlama Departmanı, İstanbul Üniversitesi Reklamcılık Bölümü Mezunu

" 2 aylık staj sürecim boyunca, hiç sıkılmadan, bıkmadan çalıştım. Movida plus, benim için çok özel bir yere sahip oldu hayatımda, bu 2 ay sonunda. Bir reklam ajansının işleyişini, proje sürecini biliyorum artık. 2 ay boyunca ekipten biriydim, kendimi orada hiç stajyer gibi hissetmedim. Trend raporları ve rekabet analizlerinin nasıl hazırlanacağını da biliyorum artık. Ve tüm bunlar için, bu deneyim için, Movida Plus MAP’e ve Stratejik Planlama departmanına çok şey borçluyum.

Tecrübe edindiğim bir gerçek fakat daha önemlisi Movida Plus ve Esra Hanım’dan kariyerimi nereye götürmek istediğimi, iş hayatının neresinde durmam gerektiğini öğrendim. Bunların dışında, stratejik planlama nedir, nasıl plan hazırlanır, tüketiciyi nasıl tanırız, araştırmanın önemi ve benzer pek çok şey öğrendim. Bütün öğrendiklerim için herkese teşekkürler... Özellikle, Esra Çetinkaya ve İdil Aydoğdu’ya...
"



Anıl Saygıner, Reklam yazarlığı bölümü, TC. İstanbul Kültür Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü
"Burada geçen bir ay hem çok çabuk hem de çok uzun geçti diyebilirim aslında. Çok uzun geçmiş olmasının sebebi, koskoca bir yılda öğrendiğim teorik bilgiyi 1 ay gibi bir sürede pratiğe dökme ve tabii geliştirme şansım oldu. Çok çabuk da geçti diyebiliyorum çünkü bugün neler yapıcaz acaba derken günler, haftalar geçti ve başta bana kocaman gibi gözüken 1 ay gelip geçiverdi.

Ajansa ilk geldiğimde acaba neler yapıcam diye düşünüp, boş oturmaktan korkarken, burada birçok şey denemiş ve öğrenmiş oldum. Yaptığım çalışmalar –ki bunlara deneme desek daha iyi olur- defalarca olmuş mu diye sormama rağmen her seferinde dikkatle, titizlikle ve sabırla incelendi. Eksiklerim konusunda yardımcı olunuldu.

Kuşkuşuz Movida’nın ilk ajans deneyimim olması ve 1 ay boyunca yaşadıklarım sebebiyle benim için ayrı bir yeri olucak. Bu yüzden bana burada yardımcı olan ve güler yüzünü eksik etmeyen herkese çok teşekkür ediyorum."
İzi İzak Levi, Stratejik Planlama Departmanı, Yaşar Üniversitesi İşletme 4.sınıf

"Tamamen bir tesadüf sonucu bulduğum staj imkanı ile beni nelerin beklediğini bilmeden Movida Plus Map teki stajıma başladım. Burada kendimi hiç stajyer gibi hissetmedim. Movida Plus Map teki stajım benim için stajdan daha çok bir iş deneyimi oldu çünkü buradaki herkes kendimi Movida Plus Map ten biri gibi hissetmemi sağladı. Burada bir reklam ajansının nasıl çalışması gerektiğini gördüm İşletme öğrencisi olduğum için birçok işin nasıl yapıldığı hakkında bir fikrim yoktu. Trend raporlarının rekabet analizleri, gazete ilanları ve daha birçok işin nasıl yapılması gerektiğini burada öğrendim ve tüm bu işlerle uğraşırken burada zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Burada çalışmak gerçek bir deneyim oldu benim için . Teşekkürler Movida Plus MAP."

Mondi reklam filmimiz yayında.


Filmi buradan izleyebilirsiniz.


Reklamveren: Mondi
Ajans: Movida Plus MAP
Kreatif Direktör: Oğuzhan Akay
Art Direktör: Deniz Akyıldız
Reklam Yazarı: Derya Karabina
Yönetmen: Boğaçhan Dündar
Yapım Şirketi: Telegraf Yapım
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay
Müzik: Jingle Mingle / Mert Tunay
Müşteri İlişkileri: Gaye Ayık, Özlem Şeker
Stratejik Planlama: Esra Çetinkaya, İdil Aydoğdu
Kullanılan mecralar: TV, Gazete

11.9.07

Mondi’nin kalbi Movida’yı sevdi



Boydak Grubu’na bağlı üçüncü mobilya markası olan Mondi,
eylül ayı itibariyle Movida Plus MAP ile çalışmaya başladı.






Markanın eylül ayı ortasında yayına girecek reklam filminin çekimleri geçtiğimiz günlerde tamamlandı.





Mondi’mize ve ajansımıza uzun ve keyifli bir işbirliği diliyoruz.

6.9.07

Movida 2007'nin İlk Stajyerlerini Mezun Etti

Haziran ayı itibariyle, stratejik planlama ve reklam yazarlığı departmanlarında staj yapan, Eskişehir Anadolu Üniversitesi mezunlarından seçilmiş olan ilk grup, eylül ayı itibariyle stajlarını tamamladı.

Movida Plus Map’ta geçirdikleri staj dönemini ve neler öğrendiklerini onlardan dinleyin...



Seren Pala / Eskişehir Anadolu Üniversitesi Reklam ve Halkla İlişkiler Bölümü (Stratejik Planlama Departmanı, staj süresi 2 ay)

"Okuldaki son günlerimiz yaklaştıkça ve bizi "aman Tanrım mezun oluyoruz, şimdi ne yapacağız" telaşı sardığında Ferruh hoca bir kaçımızı çevresine topladı ve isteyenlere staj imkanı bulabileceğini söyleyerek bizi Movida Plus MAP ile tanıştırdı. Temmuz'un ilk gününde beni nelerin beklediğini bilemeyerek gittiğim ajansta herkes çok sıcak davrandı ve böylece ben de Stratejik Planlama Departmanında Esra Hanım'ın yanında stajıma başlamış oldum. Staj sürem boyunca; Esra Hanım 'da, İdil'de bana oldukça yardımcı oldu. Bir stajyerden çok strateji departmanının çalışanı oldum. Hazırladığım trend raporları, rekabet analizleri, katıldığım focus grup sayesinde çok şey öğrendiğime inanıyorum. En başta mezun olduktan sonra ilk gerçek ajans deneyimimdi. Bana bu fırsatı verdikleri için Movida Plus MAP'e teşekkür ediyorum."



Selim Şener / Eskişehir Anadolu Üniversitesi Reklam ve Halkla İlişkiler Bölümü ( Stratejik Planlama Departmanı, staj süresi 1 ay)

Sabahları çetin ve zorlu bir yolculuğun ardından serin ve sevimli varış noktam Movida… Anadolu Üniversitesi Reklamcılık ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden taze mezun biri olarak “gerçek hayat” ile gerçekten tanışma fırsatını yakaladığım yer… Stratejik planlama departmanında ekibin bir üyesi olarak çabucak ısınıp işlerin içerisinde buldum kendimi. Pazartesi sabahı toplantıları, focus grup, trend raporları, gazete ilanları, rekabet analizleri, sunumlar… derken bir ayın ne zaman gelip de geçtiğini anlamak pek mümkün olmadı. İşin en güzel yanı takımın gerçek bir parçası olmaktı. Zorlanabilmek ve zamanla mücadele içerisinde olmak bile bir şeyler kattı. Kısacası gelecek planlarım için “gerçek” bir yol gösterici deneyim adına burada olmak güzeldi, yine göreve çağırsınlar yine hizmet ederim :) .

Figen Demir/ Eskişehir Anadolu Üniversitesi Reklam ve Halkla İlişkiler Bölümü (Reklam Yazarlığı, staj süresi 1 ay)

"Stajyerim" deyince birçok insandan "anladım çay-kahve-fotokopi diyorsun yani" tarzı karşılıklar alınır ya hani, işte bu bakış açısını değiştiren yerlerden biri oldu Movida Plus Map benim için. Çünkü burası, gerçek anlamda bir stajyerin neler yapması gerektiğinin farkında olan, stajyerini önemseyen, ona sonuna kadar bir şeyler katmaya çalışan bir ajans. ( Tabii ki, sizin almaya ne kadar hevesli olduğunuz ayrı bir tartışma konusu.)

Benim buradayken neler yaptığıma gelince, bulunduğum ekip neler yapıyorsa ben de onlar yaptım, yani bana işin her aşamasında bulunma şansı verildi. Direkt olarak katkıda bulunamayacağım işler olsa bile gözlemci olarak hemen hemen her çalışmada bir şekilde yer aldım, toplantılar, beyin fırtınaları, prodüksiyonlar... Gerektiğinde de partiler, simit-şarap-teras keyifleri... :)

Yaptığım her işle ilgilenildi, neden olur neden olmaz tartışıldı, daha iyi nasıl olabilir diye yol gösterildi, öğütler verildi. Kısacası benim için çok verimli bir staj dönemi oldu geçtiğimiz ay. Yeni dostluklar, sektörden insanlarla sağlanan bağlantılar da cabası...
Eklemeden edemeyeceğim; başta değindiğim çay-kahve meselesi vardı ya, eğer bu ajanstaysanız, içinizden geldiği için çalışma arkadaşlarınıza kahve yapabiliyorsunuz zaman zaman. :)
Bütün Movida Plus Map ailesine buradan tekrar teşekkürler....

Eylül ayında staja başlayan, yine Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi mezunlarının, deneyimlerine ekim ayında, blogumuzdan ulaşabileceksiniz. Bizi izlemeye devam edin.

14.8.07

Movida, geleceğin reklamcılarına destek veriyor

2007 Mayıs itibariyle Eskişehir Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklam Bölümü ile işbirliğine giren ajansımız, yaz dönemi boyunca yeni mezun reklamcılık öğrencilerine ev sahipliği yapmaya başladı.











Stratejik planlama, reklam yazarlığı, müşteri ilişkileri ve grafik departmanında, aylık periyodlar halinde çalışmakta olan stajyerlerimizin, sektöre kazandırılması adına başlattığımız bu proje ile teorik bilgileri, gerçek hayatla birleştirmeleri için çalışıyoruz.
Dönem sonunda her stajyerin performans değerlendirilmesi gerçekleştirilecek ve belki de bazı stajyerler kariyerlerine Movida’da başlama imkânı bulacaklar.


Genç reklamcıların deneyimleri ve başarı öyküleri için ekim ayını bekleyin. Ekim’de taze haberlerle burayız.





1.6.07

Movidalılar Doğa’ya Destek Veriyor

Doğa Derneği, tüm kurumsal iletişim çalışmaları için Movida Plus MAP’i seçti. Mayıs ayında imzalanan anlaşma sonucunda, doğayı bir bütün olarak kabul eden ve Türkiye’nin 305 bölgesinde özel projeler gerçekleştiren Doğa Derneği, Movida Plus MAP portföyüne girdi.

Doğa Derneği:

Türkiye, bir ucundan diğer ucuna gidildiği zaman kısa aralıklarla farklı yaşam alanları, farklı iklimler ve farklı canlı türlerini barındırmaktadır. Türkiye’nin üç kıta arasında bulunması, yeryüzü şekillerindeki farklılıklar ve iklimsel çeşitlilik bu topraklar üzerindeki canlı çeşitliliğine neden olan temel etkenlerdir. Ülkemizde yaşayan canlı türlerindeki zenginlik çevremizde bulunan birçok ülkeyle kıyaslanamayacak seviyede yüksektir. Türkiye’nin sahip olduğu yaklaşık 10 bin bitki, 450 kuş, 140 memeli, 131 sürüngen ve çift yaşamlılar (kurbağagiller) türü Avrupa’da ülkelerindeki rakamların çok üstündedir.


Doğa Derneği ülkemizin bu değerlerini korumak niyetiyle yola çıkmış bir sivil toplum kuruluşudur. Dernek yıllar süren bilimsel çalışmaların ardından Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları kitabını 2007 yılı başında yayımlamıştır. Kitap kapsamında 305 önemli doğa alanı tanımlanmaktadır. Kitapta her bir alanda bulunan önemli canlı türleri hakkında bilgiler verilmiş ve alanlar tanıtılarak durumları hakkında bir derleme yapılmıştır.


Doğa Derneği, Türkiye’nin doğa korumadaki önceliklerini yaptığı çalışmalar ve yayınladığı envanterle belirlemiş durumdadır. Dernek bu noktadan sonra önemli doğa alanlarının geniş bir katılımla korunması için adımlar atmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda Doğa Derneği bir yandan önemli doğa alanlarında yerinde örnek koruma çalışmalarını yöre halkının da katılımıyla yürütmekte bir yandan da şehirlerde yaşayan kamuoyunda genel bir bilinç yaratılması için bir medya planını uygulamaya koymaktadır.

Doğa Derneği geçen yılın Haziran ayından bu yana “Sıfir Yok Oluş” kampanyasını yürütmektedir. Bu kampanya dahilinde Türkiye doğası için 10 acil proje belirlenmiş ve bu projelere destek bulmak için Doğa Derneği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Çevre Bakanlığı'nın ortaklığı ile "Türkiye'nin Doğa Fonu" kurulmuştur.

Tıpkı Movidalılar gibi, sizler de Doğa Derneği’ne katkıda bulunmak için hemen harekete geçin;

“Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasını desteklemek için "doga" yazıp Avea, Turkcell veya Vodafone'dan 3067’ye kısa mesaj gönderebilirsiniz. Her kısa mesaj karşılığında Doğa Fonu’na 5 YTL’lik bağış yapabilirsiniz.

Bağışlar için: Doğa Derneği, T.C. Garanti Bankası, Mithat Paşa Şubesi (Ankara), Şube Kodu: 763 Hesap No: 6200305

14.3.07

Gunther von Hagens/Body Worlds


Büyük resim için üzerine tıklayın.
Anatomist, Plastinasyon’un mucidi ve BODY WORLDS (Gerçek insan vücudundan oluşturulmuş anatomik sergi) yaratıcısı Gunther von Hagens 1945’de Polonya’da doğdu. Çok erken yaşlarda bilime ve doktorluğa ilgi duydu ve 1965’de Jena Üniversitesi tıp okuluna girdi. Politik nedenler yüzünden hapishanede geçirdiği yıllar sonrasında tekrar üniversiteye, bu kez Lubeck Üniversitesi’ne tıp öğrenimine geri döndü. 1975’de Patoloji ve Anotomi Enstitüsünde iken von Hagens Plastinasyon adını verdigi tekniği buldu ve patentini aldı. Bundan sonra bütün zamanını bu tekniği geliştirmeye harcadı. Plastinasyon tekniğinin eğitim ve ğretim amaçlı kullanılmasını sağlamasının yanında bunu herkesle paylaşmak üzere 1995’de Japonya’da BODY WORLDS adlı ilk sergisini açtı. BODY WORLDS sergileri Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da 20 milyon insan tarafından ziyaret edildi ve edilmeye devam etmekte.

Plastinasyon tekniği nedir?

Yunancada plassein kelimesi şekillendirme, form verme anlamına gelmektedir. Plastination terimi ise von Hagens’e aittir. Plastinasyon kısaca ve basitçe, ölmüş bir vücuttan çıkarılan doku veya organların polimer bir kimyasal madde içerisinde bakteri ve mikroorganizmalardan korunması olarak anlat›labilir. Bu işlem vücudun tamamına da uygulanabilir. Plastine edilecek organ ya da doku su ve yağlardan arındırılarak bunların yerini polimerin alması sağlanmakta. Böylece doku ve organlar olduğu gibi görüntüsünden hiç bir şey kaybetmedin korunmakta, incelenebilmekte ve hatta sergilenebilmektedir.
Sergilenme noktasında ürkütücü gibi görünse de canlıların, özellikle insan vücudunun ne kadar olağanüstü bir makina olduğunu anlatması açısından çok önemli ve özel.

Önceleri etik olarak bu sergilere karşı çıkılmış ama sonradan bunun bilimsel ve çok önemli bir deneyim olacağı gerçeği kabul edilmiş. Karşı çıkılma nedenlerinden biri bütün bu araştırmanın vücut bağışlarına dayanıyor olması. Bilimsel amaçlı olduğundan olsa gerek 6800 yaşayan ve 400 kadavra bağışçısı var. Sergilendikten sonra tepki görmesindeki neden ise bazı kadavralara verdiği teatral formlar.

2004 yılında Frankfurt’ta rastladığım bu sergi şu anda Amerika’da. Dünya’nın her hangi bir yerinde ve umarım bir gün Türkiye’de bir BODY WORDLS afişine rastlarsanız sakın ama sakın kaçırmayın. (Tabii eğer sinirleriniz sağlamsa).

13.3.07

Istanbul Design Week 2007 / 14-24 Haziran

Tasarımcılar, genç yetenekler, üretici firmalar ve tasarım tutkunları eski Galata Köprüsü’nde bir araya geliyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri arasında yer almakta olan Istanbul Design Week bu yıl genişleyen uluslararası bağlantıları ile çok daha kapsamlı bir etkinliğe dönüşüyor. Bu etkinlikle tasarımcılar, üniversiteler, meslek örgütleri, KOBİ’ler, endüstriyel sektör temsilcileri biraraya gelip yarattıkları özgün değerleri paylaşabilecek.

Istanbul Design Week düzenlendiği mekan itibariyle dünyadaki diğer tasarım etkinliklerinden farklılaşıyor. 100 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en önemli simgelerinden biri haline gelen ve IDW’nin ana etkinlik mekanı olarak kullanılacak Eski Galata Köprüsü farklı bölümlerden oluşan 5000 m2’lik sergi alanı sunuyor.

IDW 2007 Tasarım Ağı Proje Ortaklarından Bazıları: Blickfang, Bread & Butter, Core77, Designboom, Designersblock, DesignForum Finland, Dexigner, Domus Academy, OPOS

2007 Wallpaper Design Award / Best city İstanbul

Gerek İstanbul Modern, Sakip Sabancı Müzesi gibi kültürel mekanları gerekse alışveriş ve gece hayatı... Yeni açılan mağazaları ve barları... Dizayn merkezleri... Giderek seçkin bir parti başkentine dönüşen şehir. Ve bütün bu nedenlerle 2007 Wallpaper Design Award Best City: İstanbul

12.3.07

Mermerler, "Esta Movida" dedi.


Mermerler Yapı Otomotiv'in geçtiğimiz yıl sonlarında Çin otomobili Chery'nin Türk pazarına girişi nedeniyle açtığı konkuru kazandık.

* Esta Movida: Hareket budur.

8.3.07

“SORULARINI DEĞİŞTİR, HAYATIN DEĞİŞSİN”


İtiraf etmeliyim ki çok iddiali bir cümle. Kitabı elime aldığım zaman okuyup okumamak arasında gittim geldim. Kişisel gelişim ile ilgili amerikalıların yazdığı onlarca uyduruk kitaptan birisi olduğu hakkında önyargım vardı. Ama yine de bir şans vermek gerekir diye düşünerek çantama attım. Ne de olsa kalın bir kitap değil. Kısa bir zamanda bitirebilirim ☺

İstanbul trafiğinden hepimiz şikayetçiyiz, ama bu trafik sıkışıklığını kullanmayı da bilmiyoruz. Sabah ve akşam ortalama 90’ar dakikalık yollar gidiyoruz. 3 saatlik bu zamanı nasıl değerlendiririz diye düşünen yok. Yanımdaki çantada en az bir kitap bulunur ve ben yine trafikteyim, yanımda da “Soruların Gücü” adlı kitap var. “Hadi bakalım” diyerek okumaya başlıyorum.

Sorularınızı değiştirin, hayatınız değişsin.
Sabah uyandığımızdan itibaren günün her anında, yaptığımız her eylemden önce aslında bilinçli veya bilinçsiz kendimize sorular soruyoruz ve bu sorularımızın cevaplarına göre davranıyoruz. Disiplinli düşünme yöntemlerinden bihaber olarak yaşıyorsak bu soruların çoğu bilinçsizce aklımıza gelip gidiyor. Burada önemli olan farkında olmasakta bu sorulara verdiğimiz cevapların yaptıklarımızı yönlendirmesi. Sabah “Ne giysem?”. Yola çıkarken “Hangi yoldan gitsem?”. İşyerine yaklaşırken “Kahvaltı için ne alsam?”. İşe başlarken “Nasıl yaparsam daha etkileyici olur?”. Onaylanmayan bir çalışmada “Şimdi ne yapmalıyım?”. Bu gibi sorulara verdiğimiz cevaplar nasıl bir insan olduğumuzu, ne tür işler yaptığımızı ortaya çıkarıyor.

Kitap; bilinçsizce sorduğumuz soruları daha bilinçli bir halde sormamızı ve cevaplarını da yönlendirmemizi sağlamaya çalışıyor. Bilinçsiz soru-cevap sisteminde karamsar olma oranımız çok yüksek. Bunda yetişme tarzımızın, ülkemizin arabesk kültürünün önemi büyük. Herhangi bir sorun karşısında “Kimin yüzünden böyle oldu?”, “Suçlu kim?” gibi sorular sorarız. Bu sorularımızı “Şimdi ne yapabilirim/iz?”, “Nasıl çözebilirim/iz?” haline getirebildiğimiz zaman kitap amacına ulaşmış oluyor.

Başta söylemedim, sonda söyleyeyim. Her an, her zaman uygulamak kolay değil. Ama bunu biliyor olmak, yapabildiğimiz anlarda uygulamak kesinlikle çok rahatlatıcı ve problem çözücü bir yöntem.

Bu yöntemi işlerimizde kullanabileceğimiz gibi özel hayatımızda da kullanabiliriz. Kitap kesinlikle yepyeni ve farklı bir formül ile gelmiyor. Bildiğimiz, az biraz yapabildiğimiz şeyleri bir sistem içine koyarak düzenli hale getiriyor.

Bütün kitabı burada anlatmayayım. Kendinize bir iyilik yapın, alın okuyun, sonra sevdiğiniz birisine hediye edin. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

16.2.07

One Life: Küresel bir megatrend araştırması



Getty Images'in kreatif direktörü Lewis Blackwell'in "One Life" sunumu, bizim de burada zaman zaman aktardığımız trendlerin, tüketici-marka ilişkisinde önemli bir değişimi işaret ettiğini ortaya koyuyor.

Blackwell'in ekibi, son bir yılda Getty'den kiralanan görselleri, müşterilerinin yürüttüğü 120 rebranding çalışmasını ve her hafta tüm dünyadan 260 dergiyi taramış, analiz etmiş. Araştırmanın sonuçları son derece ilginç.

İşte başlıklar:

• Değişiklikler ve seçenekler bu kadar fazlayken, tüketiciler artık görsel kalabalıktan arındırılmış, net ve yalın sunumlarla ilgileniyor.

• Kaçınılmaz olan değişim, insanların zamanlarını bu çağrının peşinden gitmeye harcamaları anlamına gelmiyor. Kalıcı değerler daha çok önem kazanıyor. Böylece tüketicilerin daha güçlü bir bireysel kimliğe sahip olma ihtiyacı artıyor ve artık reklamcılar bu ihtiyaca sesleniyor.

• İlginç ki tüm dünyadaki ilk 500 reklamverenin %50'si iletişiminde tek bir kişiyi kullanmış. Üstelik bunlar, yöneticileri ya da şirketleri temsil eden görseller değil, aksine sıradan çalışanları, kendine güvenen, tüketicilerin ne yaptığını, nereye gittiğini, kime güvenip kiminle ilişki kurabileceğini bilen "bizden biri" tipler.

• One Life birçok 'kimlik' sahibi olmak değil. Aksine tek biri işi gerçekten iyi yapan, güçlü bir "benlik" duygusu bekleyen bir tüketiciyle karşı karşıyayız.

• Ünlü kullanımında önemli bir azalma var. (Time "Ben"i boşuna yılın adamı seçmedi demek ki)

• Kararlı, başarılı, kendine güvenen kadın imajında artış yaşıyoruz... Kadınsı değerlerin kutsandığı bir dönemdeyiz.

• Tüketiciler artık bolca cilalanmış görünen mesajlara "güven" duymuyor. Mutluluğun görsel iletişimine ait geleneksel yöntemler artık tersine dönüyor.
Örnek: ABD'de küçük bir hırdavatçı dükkanı, gıcırdayan yer tahtaları, tıka basa dolu rafları ve rengi sararmış duvarlarını gösteren ilanlarıyla büyük zincir marketlerle başarılı bir biçimde rekabet edebiliyor.
Blackwell, "Küçükler özgün, gerçek, ayakları yere basan, erişilebilir bir şey sunar gibidirler: güvenebileceğiniz bir şey" diyor.

• Kurallara bağlı yaşam biçimi artık bir çözüm değil, bir sorun olarak görülüyor. İnsanı modern yaşamın kaosundan, hızından koruyan en önemli sığınak onun evi.

• One Life eğiliminin en büyük sosyal sonuçlarından biri de reklamcıların bundan böyle herhangi bir bağı olmayan (bekar) bireyleri kullanmakta çekingen davranmayacakları... Zira "tek" demek, "yalnız" demek değil.

• Tüketiciler, çevre dostu yaşam biçimlerine ve ürünlere daha fazla merak sarmaya başlamışlar... Rock grubu U2’nun solisti Bono, KIRMIZI American Express kartı yarattı; yani, Afrikaya yardım kurumlarına doğrudan para vermektense artık siz doymak bilmez tüketici harcamalarınızı yaparken, harcamanın %1'i hayır işlerine gidecek. Tüketici bu büyük meseleleri dert ediyor, ama hala tüketici, yani zararlı şeyleri de kullanıyor ama bunu itiraf ediyor en azından...

• İnsanın daha yüce bir amaçla ilişkisini kuran herhangi bir görsel, duygusal bir çekicilik yaratıyor.

"One Life" işte böyle sonuçlar ortaya koymuş.
Küreselleşen iletişim, bireylerin cebine giren teknoloji, artan paylaşım tüm dünyada "tek tip" bir tüketici yaratmaya doğru gidiyor. Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi tartışması çok başka bir konu.

Fotoğraf: Mathias Clamer / Getty Images One Life Sunumu